Fenerbahçe birinci yarıda genelde baskılı ve tempolu oynadı. Ancak doğal olarak yeni oluşmuş takımın ahenk sorunu yüzünden hamle zenginliği sağlanamıyordu.
Kanatlar yeterli çalışmıyordu. Lakin sonuçta devre iki farklı skor avantajı ile bitti.
İkinci yarının çabucak başında rakipten Hofmann kırmızı kart görünce maç zati orada bitti.
Fenerbahçe, 45 dakika 10 kişi oynayan rakip karşısında bastırdı ancak atak teşebbüsleri planlı-programlı olmadığından yeniden üretkenlik ıstırabı çekildi.
Sonuçta atılan üçüncü golle çeşit garantilenmiş oldu.
Şimdi gelelim genel gözlemlerime…
Dün gece Fenerbahçe’nin atakta ne kadar problemli olduğunu gösteren bir tablo vardı.
Hemen çabucak tek kale oynuyorsun, rakip 45 dakika 10 kişi lakin yalnızca bir tek korner kazanıyorsun!
Genel manada gözüme çarpan aksaklık; birinci devre skor avantajından sonra rakibe çok tehlikeli iki durum verilmesi.
Zaten çok baskılı oyunda atılan goller de oyuncuların ferdi katkıları ile oldu.
Emre Mor gerçek anda güzel vurdu, Lincoln’ün frikik vuruşu da uzak menzilli üçüncü golü de harikaydı.
Emre Mor birinci yarı düzgün oynadı, Lincoln golleri dışında da uygun işler yaptı.
Gustavo Henrique için bu maçta yorum yapmak mümkün değil lakin gördüğüm kadarıyla ağır bir stoper.
Takımın fizik açıdan en güçlü oyuncusu Osayi idi.
Ben şahsen Arda’dan ümidimi kestim.
Eğer grup iki farklı skor avantajına sahipken rakip 46’da 10 kişi kalmışken, Arda 76’de oyuna giriyorsa bu işten bir iş çıkmaz.
Taraftarın 70. dakikada tempo tutması olmasa tahminen de oyuna alınmayacaktı.
Hakem için çok kolay bir maçtı.
Yalnız FIFA diyor ki; İkinci sarı çok net olacak! Hiç tartışılmayacak.
Bana nazaran rakip oyuncuya gösterilen ikinci sarı kart yanlıştı.